30 Mart 2012 Cuma

vapurlar falan

giden gitti dense de
kolay değil kalanla baş edebilmek
gitti bitti diyorsun ya
hayalim dekini nereye koyacaz gitmek bilmeyeni
gitmesini istemediğimi
kinlenecek miyim 
meczup mu olacam
derimi yüzen düşünceler hayaller


yalanlar sıralasam 
berber elindeki adamın sakal tıraşını bitirmeden
manav doldurduğu mandalinaları tartmadan
balkondaki teyze çırptığı halıyı toplamadan
yarar mı bir şeye

giden gitmiştir densede olmuyor
gitmiyor bazen
hayat garip vapurlar falan..

25 Mart 2012 Pazar

çay saati

dalgalar şarkı söylüyor
gelme vaktin
hayattan çıkardığın dersler yük onlar bırak


-tanımlama hiçbirşeyi-


"kalbimden adın geçti"
duymasına ne gerek var
herkes kendi aleminde


-sessiz ol kimse uyanmasın-


vapurlar hırpalamaya başlıyor dalgaları
bak daha sesli söylemeye başladılar
martıları dinle kim bilir belki anlarsın




gelme vaktin geçiyor


-çay saati-

değişim

önüme koydular bunları
"buyrun efendim bu sizin payınıza düşen" 
"yerseniz"
yiyemedim
sana çok kez gitme dedim de
daha da gel demedim
diyemedim




uzaktın
uzaktasın ve yabancısın
değiştim bu kadar zamanda 
sen yokken
ben yokken sen nasıl değiştin


-ki aşktı zamanında güzel olan ve sarsan benliğimizi-


kimler diyordu 
aşka aşıkız diye
var mı ötesi
yalanların




-ki umuttu bizi yarına taşıyan-


insanlık derin bir girdap
kendini ehlileştirmek için 
ne kelimeler uyduruyor
nur cemalimizde bir
astar kalmış
kaşıkçı elması bile
yetmez onu almaya


-ki gururdu bizi uzaklara taşıyan-


herkes birbirine yabancı
en yakın iki yabancıydık
artık o bile değiliz
sen yokken çok değiştim
ben yokken değişimin mi
umurumda bile değil

23 Mart 2012 Cuma

çay?

o senin kahramanın
etiketlemene gerek yok
etikete gerek yok
bırak ve yaşa 
bir anda bitebilir
aldırma
o senin kahramanın
fakat ona ihtiyacın yok
şarkı söyle içinden
başkasının bulduğu sözleri kullanma
hem ne gerek var
ne hissediyorsan söyle
böylesi daha inandırıcıdır
korkma söylemek istediklerinden
söyledikten sonra olacaklardan
bağır bağıra bildiğin kadar
şehrin en sevdiğin yerine git
izle etrafını sadece izle
tesadüflere inan
başka türlüsü hoşa gitmez
inançsızlık baş gösterir
şüphe ejderhasına yenilirsin
mutluluğa kapılma
arama onu 
aradıkça kaçar derler ya
aslında o hep seninle
sadece ona git
"o" kimse 
"o" neyse
bir artistsin sen
yıldızlar altında dans et
arabadan arabaya bin
yolculuk güzeldir
özgürlüğün en tatlı hali
gün batımını bekle o yüksek yamaçta
aşağı doğru yuvarlan çimenlerden
kıskançlık sarmasın bedenini yada öfke
nefret etme ondan 
o senin kahramanın
ona ihtiyacın yok
durma sallan müziğin ritminde
bırak "izm" leri
hepsi saçmalık
yada hiç biri yok
koş koş koş
kimse seni beklemiyor 
kandırma kendini
yolda yalnız yürünür
yollar ayrılır
o senin kahramanın
ondan sıkılma atma başından
evet ona ihtiyacın yok
yüzünü unut yeter


-şakayı bırak kime anlatıyorsun bunları otur da anlat içindekileri
çay?-

22 Mart 2012 Perşembe

gülümsemeli

gelme tabi
yoksa oyun biter
sensiz oynan bir oyunu 
öyle pervasızca bozamazsın
bozmamalısın
sen olduğun yerlerde iyisin
orda kal


-takvim arkası afilli cümlelerden bozma bir yaşam-


anılar unutulmaz ya
bir anısın eskilerde kalan




nice arabesk şarkılar yazıldı adına 
yada
sen öncelikli adıllarına


ne diyordu şarkı da
"kimseye etmem şikayet"
bir aklama da olabilir bu
bir itirafta
artık sen ne alırsan


-anılar dönüp bakılınca gülümsetir hep-

17 Mart 2012 Cumartesi

ay doğunca

bende uyurum belki
daha zamanı değil sanırım
seyirlere doyamadım daha
deniz çok uzak şuan
o yolu kat etme gücü de yok


-güneş doğunca aydınlanırım belki-


korkusuzluk aradığım
imkansızlığı biliyorum
bulamayacağımı da
yada
bulunamayacağını da


-imkansızlığa inanmak istemiyorum-


belki de uykudayım
ve
uyanırım
daha zamanı değil uyanmanın
rüya üstüne rüya görüyorum
battaniyem açılır üşürüm
ay doğunca
karanlığa gömülürüm


-sanırım uyumak güzel-

16 Mart 2012 Cuma

gudubet aydınlık

altı üstü bir kedi
ha ölmüş ha diri
nedendir her safhasında ömrümüzün 
şu lanet belki
renklerin dalgalandı
alacalı bulacalı artık yüzün
okunmuyor alın yazın
hadi yine yırttın azrail
belki tanımaz


-kimi kandırıyorsak-


küçük bir geçit
kemiksiz olmak vardı şu hayatta
iliksiz dediklerinde
aslında iltifatmış
her ne kadar kan aksa da damarda
bir delilik seziyorum etrafta
terlemiş bir surat
delik deşik her yan
hadi durma sende yan
itfayeci olmak vardı
her yangında iş başında ilk onlar


uzun uzun düşün
kısa kısa cevap ver
gölgesiz olmak varken 
neden hep ışıklı bahçe


-uykusamak karanlığa
gudubet aydınlık-

13 Mart 2012 Salı

deliler bayramı

deliler bayramı kutlanıyor bu gün
her taraf karanlık
deliler kralı Qusimodo da gelmiş

her şey mümkün mucizeler meydanında
piçler, orospular, hırsızlar 
her şey onların burda
asiller giremez yada enteller


ışıksız kalmış gölgeleri
herbikesin
paçavralar doluyor bedenleri
onlar ki hep hakir görülenleri bu dünyanın


tanrı kimden yana
gümüşleri olanın mı
haykıranın mı


karanlık bir diyar burası
kölelerin, katillerin, dolandırıcıların
elinde her şey
mucizeler meydanı burası
rahipler, hahamlar, imamlar 
giremez buraya

Qusimodo çağırıyor herkesi
tüm çirkinlikleri
kendini dünyanı sahibi sananların
attığı, tiksindiği
her şey herkes
toplanın
deliler kralı çağırıyor
şenlik var bu gün
gölgelerinizin ışığa ihtiyacı yok

aşkların diyarı bu
şehvetli zamanların
sahipsizliğin diyarı
memleketleri kalpleri olanların diyarı


kimse; hiç bir şeye, hiç kimseye sahip değil 
herkes; her  şeye, herkese sahip burda


zamansızlık diyarı bu 
zaman akmıyor mucizeler diyarında


-kalk bizi de çağırıyorlar, bizde davetliyiz
ne de olsa bizde kabul görmeyenlerdeniz-

12 Mart 2012 Pazartesi

rüya görürüm belki

soğuğa aldırmadan
karlı kaldırımda yürüyen
bir fahişe
konuşmakta iyi olduğu hissine kapıldım
konuşmaya açım
açar mı bana kucağını
sadece saçlarımı okşasa yeter




tüm dünya üzerinde
şuan da beni en çok anlayacağını düşündüğüm kişi o
ilk defa görüyorum ve
o benim farkımda bile değil
karlı kaldırımın tadını çıkarıyor
ellerinde ayakkabıları


göğsünde yatırsa beni 
uykuya daldıktan sonra 
gitse de fark etmez


ne acılar çekmiştir kim bilir
belkide sadece isteriktir


beyaz geceye doğru kayboluyor
koşsam mı peşinden


-uyumalıyım sanırım 
hatıraların canlanması ne güzel-

11 Mart 2012 Pazar

herkes yorgun

kalbimde bir gemi var
kartlar dağıtılıyor
herkes pür dikkat
sigaralar yanıyor her taraf duman
koşmak istiyorum
yön önemli değil


kalbimde bir gemi var
pusulası yok
kirazlar toplanıyor yavaş yavaş
herkes yorgun
yüzüm kaşınıyor
çıkarmalıyım artık maskemi
yüzmek istiyorum
kulaç atmak


kalbimde bir gemi var
demir attı
battı batacak
yol almalı


-düşlemekten sıkıldım bir sigara sar-