18 Mayıs 2012 Cuma

gri bataniyeyi unutma

yağmur yağıyordu bir çift şarmaş dolaş


"şşşıt sen, gel bakim buraya"


"efendim"


"adın ne?"


"bahadır"

"ateşin var mı? sigara versene bir tane
hangi sigarayı içiyorsun"


"camel soft"


"iyi iyi ver bi tane
adım ne demiştin, ha ha hatırladım sefer"


"yok abi baha.."


"adın sefer sefer , al şu kalemi bir gün yağmur yağınca bir yerde bir çifte bakan bir genç görürsen ona ver ve onun adı sefer olsun, benim de başka bir adım vardı şimdi hatırlamıyorum. Şimdi ki adım sefer"


gitti mal gibi kaldım ortada. Kimse de sen de bi siktir git demedi. Gitmedim yalı kazığı gibi dikildim. Gerçi o kadar uzun boyum yok ama olsun deyim gereği.


bazen hayaller insanı yorar. Öyle bi yorar ki.
bir sevgilim vardı -eskilerden eskilerden- iki kez görüşmüştük daha. Gitti hiç birşey demeden.
hani açıklama falan.. Iıı-ıh yok açıklama "siktir git" dercesine bir bırakış.
hayaller diyorduk; fazla dolanmamalı içlerinde en tatlı yerinde bırakmalı daha ayrıntıya inmemek gerekir.


"bu koltuğa iyi bak, kırmızı olana. Bu koltuğu unutma. Birde bu battaniyeyi gri olanı."


"tamam."



13 Mayıs 2012 Pazar

gün olur

ne güzel görünüyor
bahçelerdeki limon ağaçları
dalları sarkmış 
zaman 
güneşin aşıkları altına uzanmış
ay
göğe asılmış 
güneşin yorulmasını beklemekte




bahar bitmeye meyilli
yazlar çok yakın..

8 Mayıs 2012 Salı

manda tersi

şanslı çocuklardı mutsuzluğu hiç tatmamış olanlar
mutluluk içinde yaşayanla
mutsuzluk içinde yaşayanın
değerleri de farklı olur
nietzsche öldü
aslında
nietzsche hiç doğmamıştı


şişmanlarlar güleç çocuklar
ne Ekimler atlatırlar
bakış açısına göre Kasım olan


saat 4 olmuş
sabah mı gece mi anlamadım