16 Nisan 2012 Pazartesi

singapur'a

kısa bir öykü anlatacakmış
yazdan kalma kısa bir şortla karşımda oturuyor
dinliyorum dercesine gözlerinin içine
doğru güldüm
çok nazlı davranıyordu
"yaza yaz dedirten" diye başladı
gözlerimi kaçırdım
içi sıkıldı hissettim
gözlerine baktım
bu sefer daha soğuk bakıyordum
"yaz bitince bitti" dedi
gülümsedim
"yazı yaşayabilir miyiz yazınca"
yaz bitti dedim
yine de yaz istersen
belki okurum
zira iyi bir okuyucu değilim
söz konusu yazlık hikayeler olunca


içeri gitti
elinde bir tomar kağıt
"anlık yazmıştım" dedi
anı yaşamak için mi yazdın?
"hayır dondurmak için birlikte dondurma yerken"
birlikte dondurma mı yenmiş
hemde kumlara basınca


eskilerden kalma bir hikaye
sıkıldım
kalktım


"yine yazı yazabilir yazı yaşayabiliriz"
kısa şortla mı çıkacaksın?
"belki"
yaz daha gelmedi
"sanırım"
gidiyorum ben
"sen bilirsin"


sokak boştu
kısa şortuyla koştu ardım sıra
"çay içelim"
soğuk bir biraya ne dersin
"sigarayı bıraktım"
peki ya bira
"sigarasız bira ruhsuz bir insan gibi"
çay içelim


parmak arası terliklerini
süre süre yürüyordu
elimi tuttu


"yaz bitti anı yaşayalım"
tanrı gülümsüyor yukarıdan
"bozmaz belki planları"
belki de
"kader gülümsüyor"
boşver nerde içecez?
"singapur'a ne dersin"
gidelim..

Hiç yorum yok: