4 Aralık 2011 Pazar

ot kim

sloganlar atılırdı
"halkaların kardeşliği" ana temasıydı toplanmanın
ben aşıktım
her halk kardeş olmasın
"halkların aşkı" da yer almalıydı pankartlarda




içimdeki kederle meydana girdim
kinliydim
devlet ananın copu omzumda parlıyordu
sana da kızgındım
sözlerin çarpıyordu suratıma
gözlerime kaçan devlet ananın biber gazı
gözlerim yaşarıyor sade biber gazından değil
senin gidişin de etkendir
limonlar dağıtılır ya meydan da
almak istemem
"erkekler ağlamaz" dendi hep
ve ağlamak için devlet anaya sarılırdım
hırpalardım kinliydim ona
copunu parlatınca sırtımda
atınca biber gazını ağlardım
kimse bilmezdi gerçekten ağladığımı
devlet anaya daha da kinlenirdi meydan
bende rahat rahat ağlardım




ara sokaklarda yazı yazılmadık duvar bırakmazdık
her sloganın sonunda küçük
dikkat çekmeyecek şekilde
aşklarımızı da yazardık
bir tek biz bilirdik
kimse farkına varmazdı
hep aşklarımızın o sokaklardan geçmesini dilerdik
bilirdik geçseler de göremeyeceklerdi
solculuk oyunları oynardık
aşka vaktimiz yoktu
biz insanlığı kurtarmak için çabalardık
kimseye söylemezdik
hepimizde bir aşk vardı
utanırdık anlatamazdık
zaman kaybıydı, düşüncelerimizde aşka yer yoktu
öyle kandırırdık kendimizi
yalnız kalınca kendimizle
işte o zaman yaşamaya başlardık aşklarımızı




büyüdük
solculuk oyunlarını bıraktık
artık duvarlara slogan yazmıyoruz
kalemlerimizle kağıtlara yazıyoruz
insanları kurtarmaktan vazgeçtik
artık daha yaşanılası bir dünya için çabalıyoruz
eskiden kalma bir alışkanlık olsa gerek
hala aşklarımızdan bahsedemiyoruz
utanıyoruz
hala yer yok birlikteyken aşklarımıza
hala yalnız kalınca yaşıyoruz
herkesin başka bir kaygısı  var artık
değiştik değişmesine de hala bazı huylarımız aynı
ışıklar yanarken sokaklarda etrafımıza bakarak yürüyoruz
korkacak bir şeyimiz yok oysa ki
ellerimizde sprey boyalar yada ceplerimizde limon yok
aşklarımızı da yazmıyoruz artık duvarlara sloganları yazmayı bıraktığımızdan beri




artık kendi sözlerimize gölgeyiz
bedenlerimiz yer çekimine yenik düşmüş
bir tek aşklarımızdı bize kalan
neydi sebebi
kimseye anlatamadığımız için yok mu sayıldılar da onlara el uzatmadılar
yoksa kendimize bile sesli bir şekilde söyleyemediğimiz için
çünkü "yerin kulağı vardı" hep içimizde kaldılar




artık söylesek bile bir şey değişmeyecek gibi
aşık olduklarımız hep başkalarıyla
belki beklediler biz sustukça
onlar susmayanlara bizce "ot olanlara" gittiler
şimdi kim ot..

Hiç yorum yok: